EMEK MÜCADELESİNDE KADIN ERKEK OMUZ OMUZA!..

EMEK MÜCADELESİNDE KADIN ERKEK OMUZ OMUZA!..
Bundan tam 164 yıl önce ülkemizden binlerce mil uzakta New York’ta 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Bu tarihi emek mücadelesinde fabrikada çalışan kadınlar da evine dönmek yerine erkeklere omuz verdi. İşçilere saldıran polis hepsini fabrikaya kilitledi. Arkasından çıkan yangında işçiler fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamadı. Sonunda 120 kadın işçi yanarak can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katıldı. Emekçi kadınların mücadele tarihinde o acı hiç unutulmadı.

Yaklaşık yarım asır sonra 1910’da Danimarka'nın Kopenhag kentinde yapılan toplantıda 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” olarak ilan edildi. O günden bu yana dünyadaki bütün kadınlar bu anlamlı günde isyanlarını güçleri yettiğince dile getiriyor, taleplerini sıralıyor.
Ülkemiz nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmasına rağmen, sadece yüzde 28.9’u karar mekanizmalarında yer alabiliyor. Seçim ve Halkoylaması Yasasında yüzde 30’luk bir cinsiyet kotası konmasına rağmen Meclis’te giren vekillerin oranı sadece yüzde 18. Hiçbir dönemde Meclis’te 4 vekili aşamayan kadınlar, bu dönemde 9’a ulaşınca sevinç çığlıkları atıldı ama bunu zafer olarak görmek züğürt tesellisinden öteye gitmiyor.
Çalışma hayatında ayrımcılık, mobing ne yazık ki kadınların modern dünyada hala baş etmek zorunda olduğu konular. Ancak emek mücadelesinin kadını erkeği olamaz. Emek mücadelesi bir bütündür. Ancak tek yürek olursak başarılı olmak mümkündür… Kamu-İş olarak biz de bugüne dek kadın erkek omuz omuza bu mücadeleyi yürüttük. Bir toplumun gelişmişlik düzeyini yansıtan asıl unsur kadınlara gösterilen değerdir...
Kadın toplumda ne kadar değerliyse ve gelişmişse toplum da o kadar gelişir. Kadın ne kadar geri kalmışsa toplum yaşamı da bir o kadar geri kalır… Toplumsal gelişmenin ve ilerlemenin tek yolu kadını dönüştürmektir. Kadın gelişirse yetiştirdiği çocuklar gelişir, dolayısıyla da bu toplumun gelişimine yansır…
Unutmayalım ki her erkek, aynı zamanda bir kadının eseridir…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi… "Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar." Ulu Önder’in gösterdiği yolda var olan kadınlarla bu düzeni değiştirmek için omuz omuz yürümek dileğiyle...
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…

AHMET SERDAROĞLU
Kamu-İş Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu